Toroslar, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarına paralel olarak, tarihte Teke diye bilinen bölgeden Suriye’ye, hatta Irak sınırına varan, içerisinde birçok sıradağları barındıran bir dağ silsilesidir.
Ayrıca bağrında birçok yaylaları barındırır. Yüksek zirvelerinde kar eksik olmaz, yemyeşil ovaları Yörüklere yazlak olmuştur. Gün olur üzerini kara bulutlar örter kararır, gün olur yüksek tepeleri güneşin ve mavi gökyüzünün altından gülümser. Yüzyıllarca, Türkistan’dan ılgıt ılgıt Anadolu’ya göç etmiş Yörük/Türkmen obalarını koynunda barındırmış, acı tatlı hikâyelere ev sahipliği yapmıştır. Anadolu’yu yurt tutmuş Yörük obalarından Torosların suyunu içmeyeni pek yok gibidir.
Türkistan’dan buralara gelen Yörük/Türkmen obaları Türk kültürünün özünü de, Torosların zirvesinde muhafaza edip bugünlere taşımışlardır.
Dolayısı ile Toroslar, Türk kültürü için bir sembol, Yörük/Türkmen kültürünün de yaşadığı/yaşatıldığı bir ana rahmi gibidir.
Milletlerin var olabilmesi için kültür, sanat, tarih, dil, din önemli unsurlardır. Bu unsurların varlığı ve bekası da başkaca milletlerin değerlerinin var olduğunu kabullenmesiyle olur. Asimileci, öteleyici, yok edici hiçbir değer varlığını sürdüremez. Yok eden yok olur, tarih böyle diyor.
Osmanlı Türk Devleti son demlerini yaşarken, emperyalizmin pençesinde can verirken, soyu Toroslarda saltanat sürmüş olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Arkadaşlar; Gidip Toros Dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük Çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyor ise bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet bizi asla yenemez” derken, yaşatarak yaşayan bir değerler manzumesinin özünü işaret ediyordu. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne “Çadır Medeniyeti” diyebileceğimiz, bir Türk medeniyet örgüsü vardır. Bu medeniyet örgüsü özünü yaşatarak ve yaşayarak bugünlere gelmiştir.
Madem toroshaber.net’e yazacağız, Torosları yok etmek isteyen bir sembol isim ve o ismin dayandığı kültürden yola çıkalım.
George Soros, kısaca Soros; Yahudi kökenli Macar-Amerikalı milyarder kısaca işadamı. Vadedilmiş toprakların aşağı yukarı 2000 yıllık inançsal temelli kültürel birikiminin kodlarını taşıyan bir insan bir isim Soros.
Nil ve Fırat arasında hep fitnenin adresi olmuş, toplumları birbirine kırdırmış, ülkeleri birbirine düşürmüş kısacası kerameti kendinden menkul bir toplum, aynı zamanda inançlarına ve kültürlerine sadık bir toplum. Sadece Nil ve Fırat’ın arasında değil dünyanın her yerinde ülkelerin yönetimlerini etkilerler, biraz daha ileri bir söylemle Amerika’yı kendilerine bir jandarma gibi görür ve kullanırlar. Ülkeleri yönetenleri yönetirler.
Soros böyle bir toplumun ürünüdür, yani Yahudi inanış ve kültürünün dünyaya armağanıdır. Soros sırtını ABD’ye dayamış veya ABD Soros’un eliyle girdiği ülkeleri karıştırır, ekonomisini çökertir. Bir ülkeye kafayı takarlarsa kültürel şoklama yaparlar ve bu şoklamayı yaparken o ülke içinden işbirlikçi bulurlar. Masum değerler üzerinden o ülkeyi çökertirler.
İspanya’da zulme uğradıklarında Yahudi Hahambaşı “Osmanlı toprakları güvenli topraklar” deyip Yahudileri Osmanlı topraklarına davet etti. Osmanlı zayıflayınca, yüksek faizlerle Osmanlı’ya kredi verdiler, verdikleri kredileri düşük faizle geri aldılar ve kendilerine kol kanat geren koca Türk devletinin yıkılışında önemli rol oynadılar. Türkiye’deki bakiyeleri 500. Yıl vakfını kurduklarında 500 yıl önce döndük demiştik ama dönmemiştik deyip Türkiye’nin kaymağını yiyorlar. Bunlar varlıklarını yok etme üzerine bina etmişlerdir. Felsefeleri yok edeceğiz ki, var olalım üzerinedir. Bugün Türkiye üzerinde ve Ortadoğu’da hala oyun kurucudurlar, bunların kurduğu oyunlar neticesinde oluk oluk insan kanı akmaktadır.
Bu kısa anlatımlardan yola çıkarak şu neticeyi ulaşmak mümkün, Toroslar kültürü “yaşat ki yaşayasın” Soros kültürü ise “yok et ki, var olasın”
Bir millet devletini kaybedebilir fakat yaşattıkları kültürleri onlara devletini geri verir, kültürlerini kaybederlerse yok olup giderler.
Soroslara karşı Torosları yani kültürümüzü yaşatmalıyız. “Ana gövdesine yabancılaşmış hiçbir sürgün meyve vermez”